Genel Hatlarıyla Plastik Sektörü

Plastik Sektörü

Genel Hatlarıyla Plastik Sektörü
Plastik, 1850’li yıllarda sert kauçuğun kullanılmasıyla birlikte doğal maddeler yerine kullanılabilen kimyasal bir maddeden elde edilmiştir. Bugün plastik; temel olarak termoplastikler (sanayide yoğun olarak kullanılan), termoset plastikler ve polimer alaşımları olmak üzere üç grupta değerlendirilmektedir. Termoplastikler ısıtılıp tekrar soğutulduğunda eski şeklini alabilirken (Ör: PVC), termoset plastikler eski şekillerini alamamakta ve bozulmaktadırlar (Ör: Kauçuk).

Plastik ürünleri; cam, metal, ağaç gibi maddelerle birlikte kullanıldığı gibi demir, tahta ve cam gibi malzemelerin alternatifi olarak da kullanım alanı bulmaktadır. Plastik Sektörü girdilerinin %90’ını petrokimya sanayinden temin edilmektedir. Plastiğin en önemli tüketicileri ise ambalaj ve inşaat sektörleri olup, bunların yanı sıra otomotiv, elektrik, beyaz eşya ve ayakkabı gibi birçok alanlarda da yoğun olarak plastik kullanılmaktadır. Kısaca, plastikten mamul ürünler çok basit kullanımların yanı sıra yüksek teknoloji gerektiren sektörlerde de tüketilmektedir.

Sektörün Türkiye’deki Gelişimi
Kimya endüstrisinin alt kolu olan Plastik Sektörü’nün Türkiye’de geçmişi 1960’lı yıllara dayanmaktadır. En hızlı büyüyen sektörlerden biri olarak dikkat çeken plastik, Türkiye’de özellikle 90’lı yıllardan sonra hızlı büyüme trendi yakalamıştır. Türkiye’de yıllık kişi başı plastik tüketimi bugün ortalama 40 kg civarındadır. Türkiye’de Plastik Sektörü, genç ve doymamış bir pazara sahip olduğundan tüketim her geçen gün artış göstermektedir.
Plastik Sektörü’nde %90’ı KOBİ olmak üzere 6.000 civarında firma faaliyet göstermekte ve yüzlerce çeşit mamul üretilmektedir. Firmaların yaklaşık olarak %30’u ambalaj, %15’i inşaat, %11’i tekstil, %10’u ev eşyası, %10’u otomotiv ve %9’u teknik parça sektörlerine mamul üretmektedir. %15’i ise geri kalan diğer sektörlere yönelik üretim yapmaktadır.

Bunu da oku :  K+ Kauçuk ve Plastik Fuarı

2002 – 2008 yılları arasında plastik sektörünün %88’i ithal olmak üzere 3,1 milyar dolarlık makine teçhizat yatırımı yaptığı tahmin edilmektedir. Bu yatırımların tevsi, modernizasyon, darboğaz giderme, yenileme amaçları ile yapıldığı ve sektörün üretim kapasitesinin hızla artmasını sağladığı bilinmektedir. Yurtiçi plastik tüketiminin yanı sıra ihracatın da son yıllarda yıllık artış hızının %25’leri aşmasının nedeni, kurulu kapasitenin artmış olması olarak gösterilmektedir.

%30 düzeyindeki atıl kapasitenin, küresel krizin olumsuz etkisinin yanı sıra diğer önemli bir nedeni de sektörde çok sayıda firmanın geleneksel mamuller üreterek faaliyet göstermesidir. Küresel krizin uzun sürmesi halinde finansal yapısı güçlü olmayan firmaların sektörü terk etmesi ve doğal bir seleksiyon yaşanarak, ileriki yıllarda firma sayısının azalmasına yol açabilecektir.

Sektörel Panorama
Plastik Sektörü’nde 6 bin civarında firmanın faaliyet gösterdiği düşünülmektedir. TOBB veri tabanına göre ise Türk Plastik Sektörü’ne kayıtlı 5 bin 132 adet firma yer almaktadır. Söz konusu firmaların kapasite raporlarına göre sektör; 11,9 milyar adet, 190 milyon çift, 1 milyar metre, 3,5 milyar metrekare, 26 milyon metreküp ve 3,5 milyon ton kurulu kapasiteye sahiptir. Firmalar üretim kapasitelerini, ton, metre, metrekare, metreküp, adet veya çift olarak değişik birimlerle belirlediklerinden, kurulu kapasitenin sadece tek bir birim bazında tarifini yapmak mümkün olamamaktadır.

Bunu da oku :  Türkiye'de Plastik Geri Dönüşümü

2010 yılında, Plastik Sektörü’nün toplam proses kapasitesi (mamul üretimi) 6,1 milyon tona çıkarak 2009 yılına kıyasla %17,8 artmıştır. AB ülkeleri Plastik sektörlerindeki yıllık büyüme tahminleri baz alınarak, 2010 yılında Türk Plastik Sektörü’nün AB ülkeleri içinde proses kapasitesi ile en az dördüncü sırasını koruduğu tahmin edilmektedir.

Click to rate this post!
[Total: 1 Average: 5]
(Visited 250 times, 1 visits today)

Related posts

Leave a Comment